1)Paragrafın Konusu:

    Her paragrafta yazar bir şeylerden söz ederek okura mesaj ulaştırmak ister.Paragrafta üzerinde durulan,hakkında söz söylenen düşünce,olay ya da duruma "konu" denir.
    Bir paragrafı Çözümlerken yapılacak ilk iş konuyu doğru olarak saptamaktır.Konusu bilinmeyen paragrafın anlaşılması güçtür.
    Konuyu bulmak için "Parçada neden söz ediliyor?" , "Üzerinde durulan nedir?" , "Hakkında söz söylenen nedir?" sorularını paragrafa yöneltiriz, aldığımız cevap bize paragrafın konusunu verir.

NOT: Konunun belirlenmesi ana düşüncenin belirlenmesi için ilk aşamadır.Konu,genellikle paragrafın ilk cümlesinde yer alır.Kimi zaman da ikinci cümlede yer alır.

Örnek: Sabun köpüklerinde gökkuşağının renklerini, lapa lapa yağan karda uçuşan serçeleri görebildiğimiz için Tanrı'ya şükredelim. Eğer bize verilen nimetleri ve bütün güzellikleri göremeyecek kadar kör isek utanalım. Elimizdeki nimetleri sayalım. Ufak tefek çabalarla ortadan kaldırılabilecek sıkıntıları değil.

Şimdi bu paragrafı dikkatlice okuyup anladıktan sonra paragrafa şu soruyu soralım: "Parçada neden söz ediliyor?" Bu sorunun cevabı "Mutlu olabilmek için hayatın kötü yönlerini değil güzel yönlerini görmeye çalışmak gerekir" cevabını alıyoruz.

Örnek: Herkes mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık olmadan geçmeye çalışmaktansa, başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir?

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmektedir? 
A)  Gelecekte başarılı olmak için genç yaşta bir mesleğe atılmak gerekir.
B)  Hayat, uzun ve zor bir yoldur.
C)  Hayatı daha kolay bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir 
D) Herkes, mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan geçer.

Çözüm: Paragrafın bütününü dikkatlice okuduktan sonra "paragrafta neden söz ediliyor?" sorusunu paragrafa yönelttiğimizde "hayatı kolay  bir hale getirmek için başkalarının tecrübelerinden yararlanmak gerekir ." cevabını alırız. Cevap: C

  2)Paragrafın Başlığı:

Bir paragrafın başlığı konu ve ana düşünceyle doğrudan ilgilidir. Başlık,konu ve ana düşüncenin bir çeşit özetidir.Başlık paragrafın tamamını kapsar.

Paragrafın başlığını bulurken paragraf okunduktan sonra ilk ve son cümle tekrar okunmalıdır.Bu cümleler genellikle konuyu ve ana düşünceyi verir.Başlık ana düşünceyle özellikle de konuyla ilgilidir.

Örnek: Sözü uzatmak, büyütmek, dallandırmak, gereksiz kelimelerle doldurmak yoktur onda. Ne diyecekse en açık, en doğru biçimde söyler. Ama bu sözler bir araya geldi mi bir derinlik, bir anlam çoğalması, üzerinde uzun uzun durmak, incelemek, düşünmek gerekliliği yaratır.

Bu paragrafın ana düşüncesi, "Söyleyeceği sözü uzatmadan açıkça söylemek." olduğuna göre, başlık da düşüncenin özeti olan "özlü anlatım" olmalıdır.

Örnek: Para, gerçek zenginlik değildir. O, sadece ihtiyaçların giderilmesine vasıta olduğu için değerlidir. Bir çölün ortasında, hararetten yanan bir insan için birkaç damla soğuk su, bir torba altından çok daha değerlidir.

Bu paragrafın başlığı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A)  Gerçek Zenginlik
B)  Çöl ve Su
C)  Soğuk Su
D)  İhtiyaçların Giderilmesi

 

Çözüm: Paragrafın ana düşüncesi "Para gerçek zenginlik değildir." Bu ana düşünceyi kapsayan başlık  "Gerçek Zenginlik" olmalıdır. Cevap: A

 


   3)Paragrafın Ana Düşüncesi:

Yazarken veya konuşurken karşımızdakine bir şeyler aktarmak isteriz. İster bir olay aktaralım, isterse bir konudaki düşüncemizi aktaralım,bunların hepsini bir amaç için ortaya koyarız.Bu amaca,aktarmak istenilen bu mesaja "ana düşünce" denir.

"Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?" sorularına cevap verir. Ana düşünce paragrafın başında, ortasında, sonunda olabileceği gibi paragrafın geneline sindirilmiş de olabilir.

Örnek: "Kışın beyaz güzelliğinin de yazın sıcak ve nemli günlerinin de zevkine var. Her mevsim, her gün, her an gelir geçer ve hiçbiri asla birbirinin aynı ya da tekrarı değildir. Kış soğuğunun ortasında yazı, yazın bunaltıcı sıcağında kışı özlemek yerine, her mevsimi kendi güzelliğiyle kabul et."

Parçada, her mevsimin, her anın kendine göre bir güzelliğinin olduğu, bir mevsimi yaşarken bir başka mevsimin hayalini kurarak yaşamamak  ve içinde bulunduğumuz mevsimin tadını çıkararak yaşamak gerektiği anlatılıyor. Öyleyse bu paragrafın ana düşüncesi: " Hayatın her mevsiminin tadını çıkarmak gerekir." olmalıdır.

4)Paragrafın Yardımcı Düşünceleri:

    Ana düşünceyi inandırıcı bir duruma getirmek,desteklemek amacıyla çeşitli düşüncelere,görüşlere de yer verilir,bunlara "yardımcı düşünce" denir.
    Bir paragrafta ana düşünce bir tane iken yardımcı düşünce sayısı birden fazla olabilir.Yardımcı düşünceler ana düşünceyle bağlantıları ölçüsünde önem kazanır.
    Yardımcı düşünceyle ilgili sorular çoğu zaman "olumsuz" biçimdedir.
 ".....  hangisine değinilmemiştir?"
 ".....  hangisi çıkarılamaz?"
 ".....  hangisi söylenemez?"
 "...... hangisine yer verilmez?"
 "...... hangisi yoktur?"
 "......  hangisine ulaşılamaz?"

 biçimdeki olumsuz sorular yardımcı düşünceleri sorar. Seçeneklerin dördünde söz edilenler  parçada bulunmalıdır.Bu yüzden bu tip olumsuz sorularda paragraflar dikkatlice okunmalı,yardımcı düşünceler iyi belirlenmelidir.

Örnek: Hislerimizi etkileyen yüz ifadeleri üzerinde yapılan çalışmalar, iyi durumdayken bile pek fazla gülmediğimizi ortaya çıkarmıştır. Oysa gülümseme ve gülme, biyolojik süreci etkileyerek kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Onlar, beynimize giden kan ve oksijen miktarını, sinir taşıyıcılarının uyarı düzeyini artırır.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? 
A) Yapılan araştırmalar, pek fazla gülmediğimiz ortaya çıkarmıştır.
B)  Gülümseme kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
C)  Gülümseme insan biyolojisini etkiler.
D)  Sağlıklı insanlarda beyne giden kan ve oksijen miktarı daha fazladır.

Çözüm: Parçada A, B, C seçeneklerinde verilenlere ulaşılabilir. Parçada, beyne giden kan ve oksijen miktarının artması sağlıklı olmaya değil, gülümsemeye bağlanmıştır; bu yüzden D seçeneğinde verilen yargıya ulaşılamaz.Cevap: D


 B)PARAGRAFIN YAPISI

    Her cümlenin paragraf içinde özel bir yeri vardır.Nasıl ki her metnin bir girişi, bir gelişmesi, bir sonucu varsa paragraf da böyle bölümlere ayrılır. Her cümle kendinden önceki ve sonraki cümleyle hem anlam hem de yapı bakımından ilişki içindedir.
    Şimdi bu bölümlerin özelliklerini görelim:

 1)GİRİŞ(Bölümü) CÜMLESİ:

    Giriş cümlesi paragrafın ilk cümlesidir. Bu bölümde paragrafta ele alınacak konu belirtilir.Kendisinden sonraki her cümle, dil ve düşünce yönünden giriş cümlesine bağlıdır.

NOT:Giriş cümlelerinde bir cümleyi önceki cümleye bağlayan "bağlayıcı öğeler" bulunmaz. "Fakat, ama,lakin, ancak, yalnız, çünkü, yani, oysa,n ne var ki, bu nedenle, şöyle ki, halbuki, kısacası,." bağlaçlarına yer verilmez.

NOT:Giriş cümlesi kendinden önceki bir yargının varlığını hissettirmez;çünkü daha önce söylenen bir şey yoktur.

Örnek: Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?

A)Yeni öykücüler arasında Türkçe'yi bütün güzelliği ile kullananlar var.
B)Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.
C)Bunda,tiplerin çok canlı,öykülerin otobiyografik olmasının da etkisi var.
D)Bir bakıma bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.
E)Birçok yeni 
öykücünün,buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.

  2)GELİŞME  BÖLÜMÜ

Bu bölümde girişte ele alınan konu açıklanmış, tartışılmış, betimlenmiş veöykülenmiştir. Bundan dolayı ayrıntılara girilmiş, düşüncelerle desteklenmiş, bütünleşme sağlanmış bölüme "gelişme bölümü" denir. Gelişmeyi oluşturan cümleler, dil ve düşünce yönünden kendisinden önceki ve sonraki cümleye bağlıdır. Bu cümleler konunun geliştirilip açıklandığı cümledir. Gelişme cümleleri ana düşüncenin belirginleşmesini sağlayan yardımcı düşünceleri içerir.

NOT: ".... hangisi söylenemez, hangisine değinilmemiştir, hangisine ulaşılamaz?" biçiminde düzenlenmiş, olumsuz sorularda "söylenen, değinilen, ulaşılan" sonuçların çoğu gelişme bölümünde bulunur.

Örnek: Bence edebiyat, bütün türleriyle masalla başlar, masalla biter. Masal, türler içinde en çok şiire yakındır. Ritmiyle, tekrarıyla, hayaliyle. Eşine rastlamadığımız ama umutlarımızı, korkularımızı, sevinçlerimizi taşıyan yeni eşyalar, yeni insanlar, yeni hayvanlar yaratır masal. Bu nedenle en çok şiire yakındır.

Bu parçada masalla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)Yinelemelere yer verildiğine,
B)Düş öğesinden yararlanıldığına,
C)Çok aranan ve okunan bir tür olduğuna,
D)Değişik türlerin kaynağı olduğuna,
E)Duygusal yönünün bulunduğuna.
     
Çözüm:Görüldüğü gibi bu soru,paragrafın yan düşüncelerini araştıran bir sorudur.Paragrafta yan düşünceler paragrafın gelişme bölümünde bulunur.
    A,B,D ve E seçeneklerinde bulunan düşünceler bu paragrafın gelişme bölümünde yer almıştır.C seçeneğindeki "çok aranan ve okunan bir tür olduğuna" değinilmemiştir.

 3)SONUÇ (Bölümü) CÜMLESİ:

    Paragrafın en can alıcı,en etkili bölümü burasıdır.Sonuç bölümü çoğu kez,kendinden önceki düşünceleri açıklayan,özetleyen bir nitelik taşır. "Kısacası,demek ki,yani,böylece,sonuç olarak,öyleyse." gibi özet anlamı taşıyan bağlaçlarla tamamlanır.
   Yazar bu bölümde düşüncelerini derleyip toparlar ve bir sonuca bağlar.Sonuç bölümü,bazen giriş bölümünün tekrarı biçiminde bazen de ana düşüncenin anımsatıldığı,paragrafın özetlenmesi şeklinde oluşur.

Örnek: İnsanın doğayla savaşımında korkunun rolü yansımaz.Önemli olan,bu insanca duyguyu iyi değerlendirebilmektir.Nasıl ki  kullanılması bilinmeyen bir silah bazen geri tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa,korku da  denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz.Korkalım;ama neden,niçin korktuğumuzu bilelim.Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım.

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A)Korkuyla birlikte yaşamayı öğrenelim.
B)Korkudan,uygun biçimde yararlanmaya çalışalım.
C)Korkunun,toplumu değişik yönlerden etkilediğini unutmayalım.
D)Korkuyu bir engel değil,bir araç olarak görelim.
E)Korkumuzun nedenini öğrenip ona göre davranalım.

 

 

 

 

 

 

 

Çözüm: Parçada korkuyla yaşamın sadeliğinden,bu duyguyu iyi değerlendirmenin gerekliğinden söz edilmektedir.Bu parçanın sonuna A,B,D,E seçeneklerindeki ifadeler getirilebilir.Fakat korkunun toplum üzerindeki değişik etkilerinden söz edilmediği için E'deki ifade ile tamamlanması uygun olmaz.

 

 

*-*-KONU 2-*-*

 

İSİMLER

 

A. Varlıklara Verilişlerine Göre. 
1. Özel İsim
2. Cins İsmi

 

B. Maddelerine Göre İsimler 
1. Somut İsim
2. Soyut İsim

C. Varlıkların Sayılarına Göre İsimler 
1. Tekil isim
2. Çoğul isim
3. Topluluk İsmi

D. Yapılarına Göre İsimler 
1. Basit İsim
2. Türemiş isim
3. Birleşik İsim
a. Bitişik Yazılan Birleşik İsimler 
b. Ayrı Yazılan Birleşik İsimler

İsimlerde Küçültme.

İsmin Hâlleri 
1. Yalın  Hâl (Nominatif) 
2. Belirtme (Yükleme) Hâli 
3. Yönelme Hâli 
4. Bulunma Hâli 
5. Ayrılma (Uzaklaşma, Çıkma) Hâli 
6. Eşitlik Hâli 
7. Vasıta Hâli 
8. İlgi Hâli (Tamlayan Hâli)

İsim Tamlamaları

            Sınav sorularında ve dilbilgisi anlatımında "tür, görev, tür ve görev" kelimeleri aynı şeyi ifade eder. Türkçe'deki kelimelerin tür ve görev yönünden özelliklerini aşağıdaki şekilde gösterebiliriz:

TÜR VE GÖREV BAKIMINDAN KELİMELER 

  İSİM SOYLU KELİMELER                        FİİL SOYLU KELİMELER
A. Tam Anlamı Olanlar                                    1. Fiil
1. Tek Başına Görev Üstlenenler                    2. Fiilimsi
- İsim (Ad)                                                      a) İsim-fiiller (Ad-Eylem)
- Zamir (Adıl)                                                  b) Sıfat-Fiiller (Ortaç)
                                                                      c) Zarf-Fiiller (Bağ-Fiil,Ulaç)
2. Başka Kelimelerle Birlikte Görev Üstlenenler    
- Sıfat (Önad)
- Zarf (Belirteç)

B. Tam Anlamı Olmayanlar
- Edat (İlgeç)
- Bağlaç
- Ünlem

            Yukarıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi Türkçe'de dokuz çeşit kelime vardır. Bunlardan yedisi isim soylu, ikisi fiil soyludur.

İSİMLER (Adlar)

Tanım:Canlı cansız bütün varlıkları, kavramları,  hatta fiilleri de karşılayan, onları anmaya, tanımaya, birbirinden ayırmaya yarayan kelimelere isim (ad) denir:ağaç, su, deniz, Hasan, Anadolu, gidiş, dönüş vb.

İsimler çeşitli yönlerden sınıflara ayrılır.

A. VARLIKLARA VERİLİŞLERİNE GÖRE

İsimler ait oldukları varlığın veya kavramın eşi benzeri olup olmamasına göre ikiye ayrılır: Varlık veya kavram özelse (eşsiz, benzersiz) onun ismi de özel isim; cins ise (aynısından birden fazla) onun ismi de cins ismidir.

 

1. ÖZEL İSİM: Kâinatta tek olan, tam bir benzeri bulunmayan varlıkları karşılayan kelimelere denir. Bütün özel isimler (özel ismi oluşturan her kelime ve onları niteleyen, tanıtan unvanlar) büyük harfle başlar. Büyük harfle başlamazsa cins ismi zannedilebilirler.

Yavuz, Hasan, Kayseri, Acıpayam, Akdeniz, Alanya, Ulu Cami, Sultan Selim, Hatice, Küçük Ağa, Türkçe, Türk Dil Kurumu...

Başlıca Özel İsimler
 1. İnsan isimleri: Ali, Meltem, Mehmet, Meral, Yasemin, Uğur, Barkın...

 2. Kurum, kuruluş, müessese, makam, üniversite isimleri:Mamak Anadolu Lisesi, Yeşilay Derneği, Türk Dil Kurumu, Ege Üniversitesi, Kars Valiliği, Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü...

3. Millet, kavim, din, mezhep isimleri:Türk, Türkler, Yunan, İngiliz, Çeçen, Ruslar...
Müslüman, Musevî, Hıristiyan...
İslâm, İslâmiyet, Musevîlik, Hıristiyanlık...
Hanefî, Hanefîlik, Şafiî, Alevî...

4. Dil isimleri: Türkçe, Farsça, Fransızca, Macarca, Fince, Tibetçe...

5. İl, İlçe, Semt, mahalle, cadde, bulvar, sokak  isimleri:Sivas, Ankara, İstanbul, Mamak, Yenişehir, Şirinevler, Dikimevi, Atatürk Bulvarı, İvedik Caddesi, Gönül Sokak...

6. Ülke ve bölge isimleri:
Türkiye, Afganistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti...
Batı Almanya, Batı Trakya, Güney Yemen, Doğu Avrupa, Doğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu (Bölgesi), Ege, Marmara...

7. Kıta isimleri:Avrasya, Asya, Avrupa, Afrika, Amerika, Antarktika, Arktika, Avustralya.

 8. Deniz, okyanus, göl, akar su, boğaz, geçit isimleri:Akdeniz, Karadeniz, Manş Denizi, Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu
Van Gölü, Hazar Denizi, Beyşehir Gölü, Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Seyhan, Fırat, Nil, İstanbul Boğazı,Panama Geçidi, Süveyş Kanalı ...

9. Dağ, tepe, ova, yayla isimleri:Elmadağ, Uludağ, Ağrı Dağı, Erciyes (dağı), Everest Tepesi, Çukurova, Konya Ovası...

"Konya Ovası, Van Gölü, Ağrı Dağı" gibi her iki harfi de büyük yazılan özel isimlere dikkat edilirse, birinci kelimenin zaten il olarak mevcut olduğu; ikinci kelime eklenince oluşan ismin o ile ait ama yeni ve özel bir varlığı karşıladığı görülür. Hâlbuki Hürriyet gazetesi, Nil nehri, Ankara şehri, Fırat nehri, Erciyes dağı gibi örneklerde birinci kelime büyük, ikinci kelime de küçük harfle başlamaktadır. Bunun sebebi bu kelimelere eklenen ikinci kelimelerle yeni bir özel isim oluşturulmuş olmamasıdır. Hürriyet zaten bir gazete adı; Nil zaten bir nehir adı; Ankara zaten bir şehir adı; Erciyes zaten bir dağ adıdır.

10. Gezegen ve yıldız adları:Merih, Mars, Jüpiter, Venüs, Küçükayı...

11. Dünya, güneş ve ay kelimeleri terim olarak (astronomi ve coğrafya terimi) kullanılıyorsa özel isim olduğu için büyük; diğer anlamlarında (gerçek, mecaz, yan, eş, deyim vb.) kullanılıyorsa cins ismi olduğu için küçük harfle başlar: 
Ay'ın yakından çekilmiş fotoğrafları insanlığı pek şaşırtmıştı.
Yazın Güneş ışınları Dünya'ya dik olarak gelir.
Türkiye'nin birçok yerinde insanlar Güneş tutulmasını seyretti.
Sabahtan beri dünya kadar yer dolaştık.
Şair sevgilisinin yüzünü aya benzetir. (ayın kendisine değil, görünüşüne)

12. Kitap, gazete, mecmua, eser isimleri:Tercüman (gazetesi), Zaman (gazetesi); Nokta (dergisi), Aktüel (dergisi); Türk Dili (dergisi), Virgül; Yaprak Dökümü, Semerkant; Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Ansiklopedisi...

13. Hayvanlara takılan özel isimler:Tekir, Karabaş, Yumoş, Minnoş, Pamuk...

2. CİNS İSMİ:Aynı cinsten olan varlıkların ortak isimleridir. Dilin temel kavramları cins (tür) isimleridir.taş, yol, ağaç, ırmak, kitap, dergi, yaprak, ev, çocuk, su, sıra, hayal, düşünce, sıla, özlem, taraf, ceza...

Başlıca Cins İsimleri
 1. Vücudun bölümleri ve organ isimleri: baş, kol, el, ayak... 
2. Akrabalık isimleri: ana, baba, kardeş, dayı, hala, teyze...
3. Araç, eşya isimleri: kaşık, makas, bardak, iplik, iğne... 
4. Hayvan ve bitki isimleri: kedi, kartal, fındık, ceviz, kiraz... 
5. Kavramlar: düşünce, hedef, zekâ, temenni...
6. İş, meslek; meslek sahibi simleri: öğretmenlik, öğretmen, avukat, işçi, memur, profesyonel, futbolcu...
7. Giyecek isimleri:ceket, ayakkabı, gömlek, eldiven...
8. Yiyecek isimleri:elma, yemek, ekmek, biber...
9. İçecek isimleri:su, meşrubat, gazoz...
10. Sayı isimleri:on, beş yüz, bir...
11. Renk isimleri:sarı, kıpkırmızı, mor...
12. Nitelik isimleri:büyük, kocaman, dairesel...
13. Zaman isimleri:ay, saat, dakika, yıl...
14. Soru. Kelimeleri:ne, kim, hangi...

Bazı cins isimlerin özel isim olarak kullanıldığı görülür: 
tırmık: bir ziraat aleti.
Tırmık: bir kedinin özel adı 
ozan: şair
Ozan: erkek ismi

B. MADDELERİNE GÖRE İSİMLER

İsimler, karşıladıkları varlıkların beş duyu organından herhangi biriyle algılanıp algılanamamasına göre ikiye ayrılırlar. 

1. Somut İsim :Beş duyudan herhangi biriyle algılayabildiğimiz, kavrayabildiğimiz varlık ve kavramların isimleridir. Yani somut varlıkları karşılayan isimlere somut isimler denir. Bu isimler, herkes tarafından görülen, bilinen, hissedilen, cismi olan, varlığı kişiden kişiye değişmeyen varlıkları karşılarlar.

 

su, toprak, ağaç, ses, televizyon, rüzgâr, sarı, mavi, duman, koku...

2. Soyut İsim :Beş duyudan herhangi biriyle algılanamayan, madde hâlinde bulunmayan ve zihnimizle kavradığımız veya var olduğuna (akla, ruha, sezgiye, inanca bağlı olarak) inandığımız varlıkların isimleridir. 
sevinç, şüphe, tezat, Allah, cesaret, keder, korku, aşk, melek, ruh, şeytan...

C. VARLIKLARIN SAYILARINA GÖRE İSİMLER

 1. Tekil isim:Tek varlığı belirten ve karşılayan, yapıca tekil olan (topluluk isimleri hariç) kelimelerdir. kendi, ben, çocuk, kalem, defter...

Not: Tür adı olan her kelime, o türden tek varlığı anlattığı gibi; biçimce çoğullanmadığı hâlde o türün tümünü ya da bir bölümünü de anlatabilir. Bu durumda da tekil sayılırlar.

İnsan, düşünen, konuşan bir varlıktır. (bütün insanlar)
Çiçek, susuzluktan kurumuş. (herhangi bir çiçek)

2. Çoğul isim:Yapısında, anlamında birden çok varlığı barındıran, çokluk eki almış isimlerdir. Cins isimlerinin çoğulu yapılır.

 onlar, evler, fikirler, merkezler, dünyalar, kuşlar, böcekler, kelebekler, arılar...

Not: Şekil yönüyle çoğul olmadığı, çokluk eki almadığı hâlde anlamca çoğul olan kelimeler vardır. 
Seçmen, tercihini yarın ortaya koyacak. 
Asker, sınırları bekliyor. 
Genç yaşta saçı dökülmüş.

Bu cümlelerde seçmen, asker ve saç kelimeleri tekil oldukları hâlde anlamca çokluk bildirmektedirler. Bunlar, topluluk isimleri değildir.

Not: Bazı durumlarda özel isimlere de çoğul eki getirilir: 
1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğu için ayrılmadan yazılır.

Yarın Ahmetlere gideceğiz. 
İzmir'e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz.  (burada özel isme getirilmemiş.)
Aliler bize gelecekler.

2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle ayırarak yazılır: 
Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir. 
Bu topraklarda ne Çaldıran'lar, ne Ridaniye'ler yaşandı.

 3. Aynı ismi taşıyanları belirtir:
Sınıftaki Ali'ler ayağa kalksın. 
Hüseyin'lerin hepsi buraya gelsin.

4. Abartma anlamı katar:Çalışmak için ta Almanya'lara gitti.

5. Topluluk, soy kavramı bildirir:Osmanlılar, Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar...

3. Topluluk İsmi:Yapıca tekil, ancak anlam bakımından çoğul olan; aynı türe dahil birden çok varlığı anlatan isimlerdir. Teklerden oluşan topluluğu, çokluğu bildiren kelimelere denir.

ordu, sürü, orman, sınıf, okul, millet...

Not: Topluluk isimleri de çokluk eki alabilir. Bu durumda aynı topluluktan birden fazla olduğu ifade edilmiş olur.Ordular, ormanlar, sürüler. 

D. YAPILARINA GÖRE İSİMLER

İsimler kaç kelimeden oluştuklarına ve yapım eki alıp almadıklarına göre de sınıflandırılırlar.

1. Basit İsim:Herhangi bir yapım eki almamış, kök hâlindeki isimlere denir. Çekim eki almış hâlde kullanılabilirler. Türemiş ve birleşik kelimeler yaparken bunlara yapım ekleri getirilir. 
İnsan, kelebek, gölge, yaprak(lar), kağıt(ta), kuş(u), çiçek(ler), dağ(dan), bir(de), ...

Basit isimlerimizin çoğu tek hecelidir, ama bütün basit isimler tek heceli zannedilmemeli.

Basit isimler, daha küçük ve anlamlı parçalara ayrılamazlar. Meselâ "kelebek kelimesini kel-ebek şeklinde ikiye ayırıp "kel" diye anlamlı bir kelime bulabiliriz gibi bir düşünce yanlıştır. Çünkü parça ile bütün arasında her zaman -az ya da çok-bir anlam ilgisi bulunmalıdır.

2. Türemiş isim:İsim veya fiil kök ve gövdeleriyle yansıma kelimelere bir yapım ekinin getirilmesiyle oluşturulmuş, şekil ve anlam olarak yeni isimlere denir.

İsimden türeyenler: kömürlük, kitaplık, tuzluk, başlık, kulaklık, gecelik, gençlik, insanlık, Türklük, çocukluk, hanımlık, kardeşlik, Müslümanlık, kulluk, erkeklik, bilgelik, bayramlık, kışlık, akşamlık, gömleklik, iyilik, güzellik, küçüklük, öğretmenlik, doktorluk, veterinerlik, eczacılık, arıcılık, demircilik, kılavuzluk, rehberlik...

Yansımalardan türeyenler:çıtır-tı, cızır-tı, şakır-tı, şıkır-tı, homur-tu, gıcır-tı, patır-tı

Fiilden türeyenler: gel-mek, oku-mak, ye-mek, iç-mek, çalış-mak...
yemek, çakmak, ekmek, ilmek, kaymak, 
başlama, okuma, yazma, nakletme, hasta olma, danışma, sevme, inanma...

3. Birleşik İsim:Birleşik isimler, birden fazla kelimenin bir araya gelip yeni bir varlığı veya kavramı karşılayacak şekilde kalıplaşarak oluşturdukları, anlam ve şekil bakımından yeni isimlerdir.

Birleşik ismi oluşturan kelimeler arasına herhangi bir ek veya kelime giremez; girerse bu kelime grubu birleşik isim olmaktan çıkar, belirtili isim tamlaması veya başka bir kelime grubu olur.

Bu isimler anlam bakımından tam bir kalıplaşmaya uğradıkları için tek bir kelime olarak kabul edilir ve bu şekilde kullanılırlar.

Türkçe'de üç yolla birleşik isim yapılır:
Anlam kayması yoluyla
Ses kaynaşması yoluyla
Kelime sınıfı kayması yoluyla

a. Anlam kayması yoluyla:

Birincisi: Birleşik ismi oluşturan kelimelerin tamamı (genellikle iki kelimeden oluşurlar) anlam kaybına uğrar. Hanımeli, aslanağzı, katırtırnağı, devetabanı, suçiçeği, demirbaş, denizaltı, kuşpalazı...
İkincisi: Kelimelerden sadece birincisi anlam kaybına uğrar: 
Adamotu, yayın balığı, ince hastalık...
Akçaağaç, akçakavak, akciğer, karabiber, alageyik... Başbakan, başyazar, başhekim... 
Üçüncüsü: İkinci kelime anlamını kaybeder: Karatavuk, yer elması, karafatma...

b. Ses kaynaşması yoluyla: cumartesi, pazartesi, kahvaltı, çörotu, peki...

c. Kelime sınıfı kayması yoluyla: kaptıkaçtı, külbastı, mirasyedi, dedikodu, hünkârbeğendi, albastı, gecekondu...
örtbas, sıkboğaz, alaşağı, ateşkes, kapkaççı...
giderayak, bilirkişi, vatansever, hacıyatmaz, cankurtaran...
elverişli, rasgele, albeni, çalçene... 

Ayrıca bakınız>>> Birleşik Kelimelerin Yazılışı

Buraya kadar yapılan tasnife göre her kelimenin birden fazla özelliği vardır:

Varlıklara verilişine göre                 : özel isim, cins ismi
Maddelerine göre                           : soyut, somut
Varlıkların sayılarına göre                : tekil isim, çoğul isim, topluluk ismi
Yapılarına göre                               : basit, türemiş, birleşik

el                             : cins ismi; somut, tekil, basit isim
düşünce                   : cins ismi; soyut, tekil, türemiş isim
kitaplıklar                 : cins ismi; somut, çoğul, türemiş isim
ayakkabı                  : cins ismi; somut, tekil, birleşik isim
ordu                         : cins ismi; somut, topluluk ismi, basit isim
Ankara                     : özel isim; somut, tekil, basit isim
Çanakkale                : özel isim; somut, tekil, birleşik isim.

İSİMLERDE KÜÇÜLTME

Bir varlığın, bir ismin küçüklüğü genel olarak, başına getirilen "küçük, mini, ufak" gibi sıfatlarla ifade edilir:Küçük köy, ufak el, mini kasa...

 Bazen bu sıfatların yerini "Cİk, -Ceğİz" ekleri tutar. Bu ekler isimlere küçültme anlamı katar. 
küçük tepe>tepecik                        küçük çocuk>çocukcağız

Not: Bu ekler her zaman küçültme anlamı katmayabilir; acıma ve sevgi; zavallılık ve küçümseme anlamları da katabilir:

Serçecik daldan dala atlıyor.                        (acıma)
Adamcağız korka korka ayağa kalkar.        (acıma)
Bebeciğimi çok özledim, diyordu.                  (sevgi)
küçük insan>insancık                                  (zavallılık)
zavallı kelimeler>zavallı kelimecikler         (küçümseme)

"k" sesi ile biten sıfatlara -Cİk eki getirildiğinde sıfatın sonundaki "k" düşer:
küçük>küçücük      ufak>ufacık              alçak>alçacık           minik>minicik

 
"-cE, -İmsİ, -İmtrak" ekleri de küçültme anlamı katar:
küçük>küçükçe      büyük>büyükçe        iri>irice    yeşil>yeşilimsi  sarı>sarımtırak 

İSMİN HÂLLERİ:

İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, diğer kelimelerle ilişki kurarak isimlerin cümlede görev kazanmasını sağlayan eklere isim hâl ekleri denir. İsimlerin bu ekleri alarak yüklendikleri görevlere ismin hâlleri denir.

1. Yalın  Hâl (Nominatif):Eki yoktur.İsimlerin hiçbir hâl eki almamış hâlleridir. Çoğul, iyelik ve bildirme eki almış olabilir. Bu durumda da yalın hâlde sayılırlar. 
ev, okul, yol, çocuk, fikir, baba(sı), defter(ler), çalışkan(dır)...

Yapım ekleri de ismin yalın durumunu değiştirmez: kalemlik, bilgili, susuz, meslektaş...

Birleşik isimler de hâl eki almamışlarsa yalındırlar:dershane, tanksavar, gecekondu, bilirkişi...

2. Belirtme (Yükleme) Hâli: ı, -i, -u, -ü eklerini alan isimler bu duruma girer. Bu isimler genellikle belirtili nesne olur. 
Defteri, okulu...  Ali kitabı aldı. (Belirtili  nesne)
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...

NOT : Türkçe'de üçt çeşit -i (-ı, -u, -ü) eki vardır. Bunları birbirine karıştırmamalıyız.

  • Köyü güzelmiş (iyelik eki)
  • Köyü gezdiler (hal eki)
  • Ört-ü, diz-i (fiilden isim yapma eki)

3. Yönelme Hâli:"-E" ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir. 
Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme, yaklaşma, ulaşma söz konusudur. Yönelme hâlindeki kelimeler cümlede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir. Dolaylı tümleç, yükleme sorulan "neye, kime, nereye" sorularının cevabıdır. Sinema-y-a git, ev-e dön...

4. Bulunma Hâli:"-dE" ekiyle yapılır.Eylemin yapıldığı yeri, nesneyi ya da soyut kavramı bildirir. Genellikle "kimde, nede, nerede"sorularına cevap vererek dolaylı tümleç olur. Babamda hiç para yoktu. (Kimde)

ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunuyor...

5. Ayrılma (Uzaklaşma, Çıkma) Hâli:"-dEn" ekiyle yapılır.Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; "çıkma, ayrılma, uzaklaşma" bildirir. İsmin ayrılma hâli, yani dolaylı tümleç, yükleme sorulan "nereden, kimden, neden" sorularının cevabıdır. okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi...

    -den ekini alan isimler  bazen zarf tümleci olur.  Sıkıntıdan her tarafı sivilce doldu. (Zarf tümleci)

    -den eki, bazen yapım eki olarak kullanılır. Bu durumda ya sıfat ya da zarf görevi üstlenir. Candan dost, toptan satış, içten davranış...

    -den eki bazen belirtili isim tamlamalarındaki tamlayan eki -ın, -in, -un, -ün 'ün yerini tutabilir. Çocukların biri ....Çocuklardan biri.

    -den ekini alan kelimelerle ikilemeler yapılabilir. Derinden derine sesler geliyor.

    -den ekini alan kelimelerle üstünlük anlamı taşıyan sıfat öbekleri oluşturulabilir. Gülden kırmızı yanak, Pamuktan beyazeller...

6. Eşitlik Hâli:"-CE" ekiyle yapılır.Bu hâldeki kelimeler cümlede zarf tümleci ve yüklem olarak kullanılır. 
Onun davranışları çok zaman delicedir. 
Bu okulda yıllarca çalıştım dedi. 
O gün sizi saatlerce bekledik. 
Bu kararı sınıfça aldık. 
Bugün milletçe sevinçliyiz.

7. Vasıta Hâli:"ile" edatı kullanılarak yapılır. "i" düşürülerek kullanılır. Bu hâldeki kelimeler cümlede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)
İşi kolaylıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla vurdu. 
Babasını sevinçle karşıladı.
O artık bizimledir.
Öğrencileriyle geziye gitmişti. 
Arabasıyla evimize kadar getirdi. 
İğneyle kuyu kazıyorsun.
Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı. 
Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı. 
Zilin sesiyle yarışma bitti.

8. İlgi Hâli (Tamlayan Hâli):"-(n)İn", "-dEn" ekleriyle yapılır ya da yalın hâldedir.
Kitabın yaprağı yırtılmış. 
Ceket düğmesi
Öğrencilerden biri

İSİM TAMLAMALARI

İki veya daha fazla ismin, yeni bir anlam meydana getirecek şekilde birlikte kullanılmasıyla oluşan söz gruplarına isim tamlaması denir.  Ad takımı şeklinde de söylenebilir.

 

                İsim tamlamalarında ilk isme tamlayan; ikinci isme tamlanan denir. Bu kural iki isimden oluşan tamlamalar için geçerlidir. İkiden fazla isimden oluşan tamlamalarda genellikle son isim tamlanan diğerleri tamlayan olur. Fakat bu kurala uymayanlar da vardır.

Bahçenin duvarı.     Bahçenin duvarının boyasının rengi.  Bizim okulun tahta kapısı 

Tamlayan Tamlanan   Tamlayan                Tamlanan           Tamlayan Tamlanan            

                İsim tamlamalarının çeşitleri ve özellikleri şöyledir:

1-BELİRTİLİ İSİM TAMLAMASI

Tamlayan -ın, -in, -un, -ün , tamlanan -ı, -i, -u, -ü eklerinden birini alır. Tamlayan sesli harfle biterse -n kaynaştırma harfi; tamlanan sesli harfle biterse -s kaynaştırma harfi kullanılır. Bahçe-n-in kapı-s-ı

NOT :* "Su" ve "ne" kelimeleri bu kurala uymaz. Örnek: Su-y-un tad-ı, ne-y-in tad-ı.

    • Zamirler tamlayan veya tamlanan olabilir. Örnek: Bizim evimiz. Çocukların birkaçı...

    • Tamlanan isim sayı veya belirsizlik bildiren bir kelime olursa, tamlayan eki -ın, -in, -un, -ün yerine-den, -dan eki gelebilir. (Adamların ikisi....Adamlardan ikisi)

    • Bazı belirtili isim tamlamaları, sıfat tamlamasının ters çevrilmesiyle oluşur. (Taze balık...Balığın tazesi)

    • Bazı b.isim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan yer değiştirir. (Çok verimlidir ovası Konya'nın...) (Konya'nın ovası...) 

2-BELİRTİSİZ İSİM TAMLAMASI

Tamlayan, tamlama eklerini almaz. Tamlanan -ı, -i, -u, -ü eklerini alır. Bahçe kapısı, gönül dostu...

    Tamlayan somut veya soyut isim olabilir: Kitap kabı, duyguyoğunluğu

    Tamlanan somut, soyut isim veya isimleşmiş olabilir: Masaörtüsü, gurbet düşüncesi, dünya güzeli.(İsimleşmiş sıfat)

    Tamlayan çoğul eki alabilir: Öğretmenler odası...

    "Kendi" kelimesi, belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan olabilir. Bunun dışındaki zamirler belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan olmaz.: Kendi evi...

    İsim-fiiller tamlanan olabilir: Gece yürüyüşü...

    Bazı belirtisiz is.tamlamaları kendisinden sonra gelen ismi niteler ve sıfat görevi kazanabilir: Deniz mavisi gömlek....

    Bazı belirtisiz isim tamlamalarında tamlama eki günlük konuşmada düşebilir: Hatay sokağı...Hatay sokak.    Bu durumun yazıda gösterilmesi yanlıştır. (Lokanta Bahar) veya (Bahar Lokanta) yanlıştır. Doğrusu (Bahar Lokantası) şeklinde olacaktır.

    Bu tamlamalarda mecazlı anlatım görülebilir: Laf salatası, ömür törpüsü...

    Bazı belirtisiz isim tamlamaları kalıplaşarak birleşik kelime olmuştur: Kuşadası, hanımeli..

    Bazı belirtisiz isim tamlamalarının başına bir sıfat gelebilir: Kırmızı kadın ceketi...

    Bazen belirtisiz isim tamlamalarında sıfatın başa gelmesi dil yanlışlığına yol açar: Devlet Eski Bakanı (Doğru)... Eski Devlet Bakanı (Yanlış)

        3 . TAKISIZ İSİM TAMLAMASI

             Tamlayan ve tamlanan, tamlama eklerini almaz. Tamlayan, tamlananın hangi maddeden yapıldığını veya neye benzediğini bildirir. Takısız isim tamlamaları ile sıfat tamlamaları birbirine karıştırılmamalıdır.

Takısız İsim Tamlaması                       Sıfat Tamlaması
Tahta çanta                                          Güzel çanta
Demir kapı                                            Büyük kapı
Demir yumruk                                      Sert yumruk
Badem göz                                           Siyah göz
Çini vazo                                              süslü vazo
Altın bilezik                                          Burgulu bilezik

ZİNCİRLEME İSİM TAMLAMASI

         En azından üç isimden oluşan tamlamalara denir. Dedemin dedesinin dedesi, Ayşe'nin kardeşinin okul çantası.

NOT: Zincirleme tamlamayı oluşturan kelimelerden en az biri sıfat görevinde kullanılıyorsa böyle tamlamalara KARMA TAMLAMA denir. Karma tamlamalar, isim tamlamalarının tamlayanı ile tamlananı arasına bir sıfat girmesiyle oluşabildiği gibi, iki sıfat tamlamasının birleşmesiyle de oluşabilir. (Babamın eski ceketi)(Güzel Türkiye'nin güzel çayı)

ArKadaşLar
Ben Admininiz
DoğuKan
Hepinize
İyi
ÇaLışmaLar :D

GooD LucK :D
HoşgeLdinizZz...
HoşgeLdinizZz...
HoşgeLdinizZz...
HoşgeLdinizZz...
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol